150 milyon yıldan fazla süredir Dünya’nın okyanuslarında süzülen Argonaut ahtapotu, doğanın en sıra dışı canlılarından biri olmaya devam ediyor. Nautilusla sık sık karıştırılsa da, Argonaut aslında farklı bir ahtapot türü — ve dişileri, göz kamaştırıcı bir beceriyle yumurtalarını saklamak için şeffaf, zarif bir “kabuk” inşa ediyor.
Bu yaratıcı yapı sadece estetik değil, aynı zamanda işlevsel: Dişi Argonaut’lar, kabuklarının içine hava kabarcıkları hapsederek su yüzeyinde kolayca süzülüyorlar. Hatta bazı bireylerin, dalgalar arasında yolculuk etmek için denizanalarına “otostop” çektikleri bile gözlemlendi. Bu davranış, onları okyanusun en pratik gezginlerinden biri haline getiriyor.
Ancak asıl dikkat çekici olan, Japonya’daki Wakayama Koleji Ulusal Teknoloji Enstitüsü’nde çalışan araştırmacı Davin Setiamarga’nın liderliğinde yürütülen son genetik araştırma. Genome Biology and Evolution dergisinde yayımlanan çalışmada, Japonya Denizi’nden toplanan Argonaut örneklerinin genetik dizilimi incelendi. Araştırma, bu ahtapotların yumurta koruyucu kabuklarını, kabuklu atalarından kalan genetik malzemeyi kullanmadan, tamamen farklı genler aracılığıyla ürettiklerini ortaya koydu.
Bilim insanları, bu durumu evrimsel bir “yenilik” olarak değerlendiriyor. Argonaut’lar, istiridye gibi kabuklu canlıların sahip olduğu “gerçek kabukları” oluşturan proteinleri kodlayan genlere sahip olsalar da, kendi yumurta kabuklarını inşa etmek için bu genleri kullanmıyorlar. Bu da onların, kabuklarını atalarının mirasıyla değil, doğanın içgüdüsel yaratıcılığıyla inşa ettiklerini gösteriyor.
Uzmanlara göre, bu bulgular Argonaut’ların sadece bir merak konusu değil, aynı zamanda evrimin sıra dışı yollarla nasıl çalıştığını gösteren canlı bir örnek olduğunu kanıtlıyor. Bilim dünyası şimdi bu nadir ahtapotun daha geniş anlamda nasıl evrimleştiğini anlamak ve ona dair yanlış algıları düzeltmek için çalışıyor. Hatta araştırmacılar, bu canlılara artık “kabuklu” demememiz gerektiğini savunuyor.
Doğa harikası Argonaut, okyanusun derinliklerinden gelen bilimsel bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor.