Hava kirliliğinin giderek arttığı son yıllarda uzmanlar, özellikle kentsel bölgelerde yoğunluğu yükselen azot dioksit (NO2) gazına dikkat çekiyor. Kırmızımsı kahverengi görünümü ve keskin kokusuyla bilinen bu bileşik, çıplak gözle fark edilmesinin güç olması nedeniyle “sessiz tehlike” olarak anılıyor.
Keskin Kokulu, Güçlü Oksitleyici
Kimyasal formülü NO2 olan gaz, oksitleyici yapısı nedeniyle atmosferde çeşitli reaksiyonlara girerek çevre kirliliğini artırıyor. Havadaki su buharıyla etkileşime giren NO2, nitrik asit oluşumuna yol açarak asit yağmurlarının temel bileşenlerinden biri haline geliyor. Bu durum hem doğal yaşamı tehdit ediyor hem de ekosistemlerde kalıcı hasarlar bırakıyor.
Sağlık Üzerinde Tehlikeli Etkiler
Uzmanlara göre azot dioksitin solunması, kısa sürede solunum yollarında tahriş, iltihaplanma, nefes darlığı ve uzun vadede akciğer fonksiyonlarında zayıflama gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Yoğun birikimlerde zehirlenme riski artarken, bu nedenle özellikle kapalı ve riskli alanlarda güvenliğin sağlanması gerekiyor.
Tespit Etmesi Zor, Etkisi Büyük
NO2’nin kokusu fark edilebilir olsa da düşük konsantrasyonlarda insan duyuları tarafından algılanması son derece güç. Bu nedenle uzmanlar, risk oluşturan alanlarda sürekli ve portatif gaz izleme cihazlarının kullanılması gerektiğini belirtiyor. Sesli veya titreşimli uyarı sistemleri, olası kaçakların erken fark edilmesinde hayati önem taşıyor.
Kaynağı En Çok Fosil Yakıtlar
Azot dioksit özellikle fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkıyor. Motorlu taşıtlar, ısınmada kullanılan kömür ve doğal gaz, enerji üretim tesisleri ve sanayi kaynakları atmosfere büyük miktarda NO2 salınımı yapıyor. Gazın yoğun şekilde açığa çıktığı başlıca yerler şunlar:
Enerji üretim tesisleri
Kimya endüstrisi
Rafineriler
Petrokimya tesisleri
Atık yakma merkezleri
Otomotiv üretim alanları
Kağıt fabrikaları
Üniversite araştırma laboratuvarları
Dedektörlerde Öne Çıkan Özellikler
NO2’nin ölçümünde genellikle elektrokimyasal veya PID sensörler kullanılıyor. Gaz havadan ağır olduğu için ölçüm cihazlarının zemine yakın bölgelere yerleştirilmesi gerekiyor. Hem sabit hem taşınabilir modeller, olası tehlikeleri hızlıca raporlayarak güvenlik sağlar nitelikte tercih ediliyor.





