Van Gölü’nün kıyısında, kadim Urartu’nun kalbi Tuşpa Kalesi’nin (bugünkü Van Kalesi) güney yamacında, zamanın yıpratamadığı bir mesaj yükseliyor: Pers Kralı I. Xerxes’in 2.500 yıllık üç dilli yazıtı. Eski Persçe, Elamca ve Babilce dillerinde kazınan bu çivi yazısı, yalnızca bir kralın değil, bir imparatorluğun gücünü, inancını ve meşruiyetini haykırıyor.
M.Ö. 486–465 yılları arasında hüküm süren Xerxes, bu yazıtta Tanrı Ahura Mazda’ya olan bağlılığını açıkça ilan ederken, taht üzerindeki hak iddiasını da tanrısal bir temele dayandırıyor. Yazıttaki ifadeler oldukça net:
“Ahura Mazda, gökyüzünü, yeri ve insanı yarattı. Ve beni, Xerxes’i, birçok halkın kralı yaptı.”
Yazıt, aslında daha önce Xerxes’in babası Kral Darius tarafından hazırlanmış, ancak tamamlanmamıştı. Darius’un emriyle oyulan niş boş bırakılmış, Xerxes ise bu boşluğu hem fiziksel hem de sembolik olarak doldurarak, babasının izinden giden bir kral ve sadık bir oğul olduğunu gözler önüne sermiştir. Bu yönüyle yazıt, sadece bir güç gösterisi değil, aynı zamanda kuşaklar arası kraliyet bağlılığının bir ifadesi olarak da değerlendiriliyor.
Yüksek bir noktaya yerleştirilen yazıtın, dönemin okuma yazma oranının düşük olması nedeniyle, görselliği ve konumuyla ayrı bir anlam taşıdığı düşünülüyor. Bu tür metinler, yalnızca yazıyı okuyabilenler için değil, yüksek sesle okunduğunda çevresindekiler için de etkileyici birer araç olarak kullanılıyordu.
Tarihçi Lori Khatchadourian’a göre, bu özel konum rastgele seçilmedi. Yazıt, eski Urartu başkenti olan Tuşpa’nın merkezine yerleştirilerek, Ahameniş İmparatorluğu’nun bu topraklar üzerindeki hâkimiyetini simgesel olarak perçinliyor. Bir başka ifadeyle, Xerxes’in mesajı sadece gökyüzüne değil, kadim yerel otoritelerin hatırasına da gönderme yapıyor.
Öte yandan tarihçi Amélie Kuhrt, Darius’un neden bu bölgeyi seçtiğine dair net bir açıklama bulunmadığını belirtse de, tahtı ele geçirdikten sonra bölgede yaşanan savaşlar ve siyasi gelişmelerin etkili olabileceğini düşünüyor.
Modern tarihçiler, bu yazıtı yalnızca bir metin değil, bir imparatorluğun Anadolu’daki görkemli ayak izi olarak görüyor. Arkeolog Elspeth R.M. Dusinberre’nin yorumuyla:
“Bu yazıt, boş bir alanı doldurmak için değil, aksine tarihin ve iktidarın olağanüstü güçlü bir kraliyet ifadesi olarak oradadır.”
Van’ın kayalıklarında binlerce yıldır duran bu yazıt, tarih boyunca değişen pek çok sınır ve iktidara rağmen hâlâ ayakta. Xerxes’in sesinin yankısı, bugün bile o dağlarda duyuluyor.