Ormanların derinliklerinde gizlenen sıra dışı bir lezzet yeniden gün yüzüne çıktı. Sonbahar yağmurlarının ardından meşe ve kestane ağaçlarının gövdelerinde beliren sığır dili mantarı (Fistulina hepatica), doğa tutkunları ve mantar meraklılarının ilgisini çekmeye başladı.
Kırmızımsı rengi ve etli yapısıyla dikkat çeken bu mantar, adını hem görünümünden hem de dokusundan alıyor. Halk arasında “sığır dili” olarak bilinen Fistulina hepatica, sadece görüntüsüyle değil, ekşimsi ve hafif asidik tadıyla da diğer türlerden ayrılıyor.
Uzmanlara göre, bu yenilebilir mantar türü genellikle canlı ya da çürümekte olan meşe ve kestane ağaçlarının gövdelerinde yetişiyor. Özellikle nemli ve gölgeli bölgelerde sıkça rastlanan Fistulina hepatica, çınar ve kestane ormanlarında doğal olarak yayılım gösteriyor. Avustralya’da ise okaliptüs ağaçlarının yaralı bölgelerinde görülebiliyor.
Mantarın doğaya sağladığı katkılar da oldukça önemli. Çürümüş ağaçlarda gelişerek doğal bir geri dönüşüm sürecine katkı sağlayan sığır dili mantarı, aynı zamanda orman ekosisteminin sağlığına da olumlu etki ediyor.
Sağlık açısından da oldukça değerli olan bu mantar, doğru koşullarda toplandığında sofralara lezzet katabiliyor. Ancak uzmanlar, yabani mantar toplayanların dikkatli olması gerektiğini, her mantarın yenilebilir olmadığını ve kesinlikle uzman görüşü alınmadan tüketilmemesi gerektiğini vurguluyor.