Tunus’un kuzey-orta kesiminde, Sbeitla kasabasının kalbinde saklı bir tarih hazinesi bulunuyor. Roma döneminde “Sufetula” olarak bilinen bu antik şehir, geçmişin ihtişamını günümüze taşıyor. Yaklaşık 525 metre yüksekte yer alan ve 20.000 civarında bir nüfusa sahip olan Sbeitla, sadece Tunus’un değil, tüm Kuzey Afrika’nın en iyi korunmuş Roma yerleşimlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Sbeitla’nın stratejik konumu, ziyaretçilerine hem tarihi hem de doğal güzellikleri keşfetme imkânı sunuyor. Şehre gelenler, yakınlardaki Sahra Ulusal Parkı, Kairouan ve Tozeur gibi diğer önemli noktaları da ziyaret edebiliyor.
1906 ile 1921 yılları arasında gerçekleştirilen kazı ve restorasyon çalışmalarıyla gün yüzüne çıkan antik kent, İmparator Vespasian döneminde kurulmuş. Şehir, Bizanslılar ile Araplar arasında 647 yılında gerçekleşen büyük çatışmanın da merkezindeydi. Bu savaş, Müslümanların Sufetula piskoposluğunu fethetmelerine ve ardından Güney Avrupa’ya yönelik fetihlerinin önünü açtı.
Sbeitla’nın en etkileyici yapılarından biri, şehrin girişinde yer alan Tetrarşi Zafer Takı. 300 yılı civarında inşa edilen bu yapı, Büyük Konstantin öncesi dört imparatorlu dönemi simgeliyor. Forum alanı ise dünyanın en iyi korunmuş örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Forumun girişinde, 138-161 yıllarına tarihlenen ve Antoninus Pius ile evlatlık oğulları Lucius Verus ve Marcus Aurelius’a adanmış Antoninus Kapısı bulunuyor.
Şehrin en dikkat çekici özelliklerinden biri de tapınaklarının düzeni. Roma tanrıları Jüpiter, Juno ve Minerva’ya adanmış üç ayrı tapınağın inşa edilmiş olması, antik halkın dini mimariye verdiği önemi gözler önüne seriyor. Bu yapı düzeni, İspanya’daki Baelo Claudia antik kentini andırıyor.
Tüm bunlara ek olarak, Sbeitla’da Roma dönemine ait bir tiyatro, hamamlar, vaftiz havuzları ve süslemeli çeşmeler de yer alıyor. Her biri, ziyaretçilere binlerce yıl öncesinin sosyal ve kültürel yaşamını hissettiren nadide yapılar olarak öne çıkıyor.
Sbeitla, sadece taş ve mermerden ibaret bir harabe değil; aynı zamanda bir zamanlar burada yaşamış medeniyetlerin sesini fısıldayan bir açık hava müzesi. Tunus’a yolu düşen herkesin mutlaka uğraması gereken bir tarih durağı.
