İzmir’in Bergama ilçesinde, tarih ve mimarinin büyüleyici birleşimi olan Trajan Tapınağı, ziyaretçilerini adeta zaman yolculuğuna çıkarıyor. Roma İmparatoru Hadrianus tarafından M.S. 125 yılında, selefi ve kendisini imparator ilan eden Trajan anısına inşa ettirilen tapınak, Akropol’ün en yüksek noktasında yer alıyor.
68 x 58 metrelik dev bir teras üzerine kurulan tapınak, kemer ve tonozlarla düzleştirilmiş özel bir zemin üzerinde yükseliyor. Alt yapı, kule gibi yükselen ve ana kayaya kadar uzanan bağımsız bloklardan oluşuyor. Temel yapısı üç sıra halinde dizili, tonozlarla örtülü beşer odadan meydana gelen tapınak, Orta Çağ’da sarnıç olarak da kullanılmış. Günümüzde, bu odalardan birindeki kireç ocağında kalan kalıntılar hâlâ yerinde korunuyor.
Trajan Tapınağı’nın 23 metre yüksekliğindeki destek duvarları ve duvarların üst kısmını süsleyen tonozlu kemerler, yapıya eşsiz bir ihtişam katıyor. Tapınağın içindeki büyük mermer heykellerin başları, şu anda Berlin Müzesi’nde sergileniyor ve her biri Trajan ve Hadrianus’a ait.
Trajan Tapınağı, yalnızca mimari ihtişamıyla değil; taşıdığı siyasi ve kültürel anlamla da öne çıkıyor. Hadrianus, Roma’da Trajan için düzenlediği törende hem onu hem de kendisini tanrılaştırarak, Bergama’daki bu tapınağı ikisinin ilahi gücünü simgeleyecek şekilde tasarlamış.
Helenistik dönemin en önemli kültür ve sanat merkezlerinden biri olan Bergama, yalnızca Trajan Tapınağı’yla değil, Zeus Sunağı, Athena Tapınağı, tiyatrosu ve kütüphanesiyle de antik dünyanın en görkemli kentlerinden biri olarak öne çıkıyor. Özellikle Dor düzeninde inşa edilen Athena Tapınağı ve onun hemen batısındaki dik yamaçta yer alan antik tiyatro, dönemin mimari ustalığını gözler önüne seriyor.
Günümüzde, Trajan Tapınağı sadece tarih meraklılarını değil, ruhunu tarihle tazelemek isteyen herkesi Akropol’ün zirvesine çağırıyor. Orada, taşların diliyle anlatılan bir imparatorluk hikâyesi solunuyor.