Kuzey Afrika’nın kalbinde, Sahra Çölü’nün ulaşılması en zor bölgelerinden biri olan Tassili n’Ajjer platosunda yer alan sıra dışı bir kaya resmi, arkeologların ve tarihçilerin ilgisini yıllardır üzerine çekiyor. “Koşan Boynuzlu Kadın” olarak bilinen bu çarpıcı figür, hem estetik zarafeti hem de taşıdığı sembolik anlamlarla Afrika tarih öncesi sanatının en gizemli örneklerinden biri kabul ediliyor.
Tahmini olarak 6.000 ila 8.000 yıllık olan bu resim, boynuz takan bir kadını hareket halindeyken betimliyor. Figür, yere zar zor değen bir ayakla koşuyormuş gibi gösterilirken, vücuduna püsküller ve ritüel giysiler eşlik ediyor. Arkeologlar, bu detayların sıradan yaşamın çok ötesinde bir temsil olduğunu ve figürün kutsal bir varlığı ya da törensel bir figürü simgeliyor olabileceğini düşünüyor.
İlk kez 1950’lerde Fransız arkeolog Henri Lhote tarafından belgelenen eser, Aouanrhet masifinde, küçük ve izole bir kaya sığınağında bulundu. Lhote, figürün bulunduğu alanın konut olarak kullanılamayacak kadar küçük olması ve bölgenin zorlu erişimi nedeniyle buranın ritüel amaçlı kullanılmış olabileceğini belirtti.
Ancak eserin keşfi ve yorumlanması süreci, bilimsel bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Lhote’un ve akıl hocası Henri Breuil’in erken dönem yorumları, eserin Mısır veya Akdeniz kökenli olabileceğini öne sürüyordu. Hatta Lhote, figüre “Aouanrhet’in Beyaz Hanımı” adını verdi. Daha sonra yapılan araştırmalar, Lhote’un ekibindeki bazı kişilerin sahte figürler çizdiğini ortaya koyarak bu teorileri çürüttü. Bilim insanları, bugün “Koşan Boynuzlu Kadın”ın kökeninin tamamen yerli olduğunu ve dış etkilere dair iddiaların sömürgeci bir bakış açısının ürünü olduğunu kabul ediyor.
Günümüzde uzmanlar, bu eseri yalnızca bir çizim değil, geniş bir kültürel sistemin parçası olarak değerlendiriyor. Arkeologlar, figürün yalnızca kendisiyle değil, bulunduğu sığınakla, çevresindeki su yollarıyla ve diğer kaya sanatı alanlarıyla birlikte analiz edilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu disiplinlerarası yaklaşımlar sayesinde, Sahra’nın derinliklerinde yaşayan toplulukların inanç sistemlerine, ritüellerine ve sanata dair daha net bir tablo ortaya konabiliyor.
Tarih öncesi Afrika sanatının en dikkat çekici örneklerinden biri olan “Koşan Boynuzlu Kadın”, sadece estetik bir başyapıt değil, aynı zamanda erken insan toplumlarının zihin dünyasına açılan bir pencere. Figürün kesin anlamı belirsizliğini korusa da, her geçen yıl onu çevreleyen sessizlik biraz daha aralanıyor.